• Anasayfa
  • Hakkımda
  • Yazılarım
    • Son Yazılarım
    • Ahlak gelişimi geri planda mı kalıyor?
    • Ailenin “başarılı ol” baskısı
    • Baba-çocuk ilişkisinde annenin rolü
    • Çocuklarda dikkat eksikliği ve baş etme yolları
    • Çocuklarda okul korkusu ve çözüm yolları
    • Çocuklarda tuvalet eğitimi
    • Gençlik ve Bonzai
    • Madde kullanım bozukluğu
    • Boşanma ve çocuk
    • Çocuklarla yapılabilecek keyifli yaz aktiviteleri
    • Gerçekten çaresiz miyiz?
  • Akademik Yayınlarım
  • Haberler
    • Video Haberler
    • Yazılı Haberler
  • Etkinlikler
    • “Ailede sağlıklı iletişim” grup çalışması – 2
    • “Ailede sağlıklı iletişim” grup çalışması
    • Çocuklarla/öğrencilerle iletişim semineri
    • Aile içi iletişim grup çalışması
  • İletişim
Dr. Hale Nur KILIÇ
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Yazılarım
    • Son Yazılarım
    • Ahlak gelişimi geri planda mı kalıyor?
    • Ailenin “başarılı ol” baskısı
    • Baba-çocuk ilişkisinde annenin rolü
    • Çocuklarda dikkat eksikliği ve baş etme yolları
    • Çocuklarda okul korkusu ve çözüm yolları
    • Çocuklarda tuvalet eğitimi
    • Gençlik ve Bonzai
    • Madde kullanım bozukluğu
    • Boşanma ve çocuk
    • Çocuklarla yapılabilecek keyifli yaz aktiviteleri
    • Gerçekten çaresiz miyiz?
  • Akademik Yayınlarım
  • Haberler
    • Video Haberler
    • Yazılı Haberler
  • Etkinlikler
    • “Ailede sağlıklı iletişim” grup çalışması – 2
    • “Ailede sağlıklı iletişim” grup çalışması
    • Çocuklarla/öğrencilerle iletişim semineri
    • Aile içi iletişim grup çalışması
  • İletişim
  • Ara

Şunun için etiket arşivi: gençlik

Yazılar

Madde kullanım bozukluğu

07 Şubat 2015/0 Yorumlar/in Yazılarım /tarafından KilicHale

a8Madde kullanımı, merkezi sinir sistemine etki eder; fiziksel ve duygusal olarak iyi hissetme duygusunu arttırır. Kişinin bu iyi hissetme duygusunu korumak için madde kullanımını artırma ihtimali de yüksek olur. Birçok kötü etkilerine rağmen bu davranış durdurulamaz, hatta artarak devam eder. Bu uyuşturucu maddeler, bitkisel maddelere kimyasal olarak değiştirilmiş veya imal edilmiş maddeler eklenerek yapılır.

Madde kullanım bozuklukları günümüzde çok yaygın olan hastalıklardandır. Bireysel acılara, kişiler arası sorunlara, yüksek maliyetlere neden olur.  Duygusal, sosyal ve bedensel alanlara etki eden oldukça karmaşık bir bozukluktur.

Madde bağımlılarında ilk göze çarpan özellikler fiziksel rahatsızlıklara sahip olmaları ve sosyal hayatı ihmal etmeleridir. Örneğin özensiz kıyafetler, iğne edilen yerlerin enfeksiyon kapması, kötü dişler, kontrol kaybı, unutkan olma, vurdumduymaz veya umursamaz olma, sorumluluklarını yerine getirmeme, işte/okulda ani performans düşüklüğü veya başarısız olma, çok zayıflama göze çarpan özelliklerden bazılarıdır.

DSM-5’te Madde Kullanım Bozukluğu (kısaltılmıştır)

Bir yıl içinde aşağıdakilerden en az ikisi kendini göstermeli, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ve işlevsellikte düşmeye yol açmalıdır:

-İstendiğinden daha büyük ölçüde veya uzun süreli kullanım

-Maddeyi bırakmak veya kontrol altında tutmak için istek veya sonuç vermeyen çabalar

-Maddeyi elde etmek, kullanmak veya etkilerinden kurtulmak için gerekli etkinliklere çok zaman ayırma

-Madde kullanımı için çok büyük bir istek duyma veya kendini zorlanmış hissetme

-Tekrar eden kullanım sonucu sorumluluklarını yerine getirememe (işte, okulda, evde)

-Olumsuz etkilerine rağmen kullanıma devam etme (toplumsal ve kişiler arası sorunlar)

-Kullanımdan dolayı günlük etkinliklerin bırakılması veya azaltılması (iş, eğlence vb.)

-Tehlikeli olabilecek durumlarda dahi kullanmaya devam etme

-Olumsuz bedensel veya ruhsal etkilerinin bilinmesine rağmen kullanmayı sürdürme

-Maddeye tolerans gelişmiş olması (kullanımı arttırma veya aynı ölçülerde kullanıma karşılık azalan etki)

-Yoksunluk belirtileri (Bulantı, uykusuzluk, kusma, sinirlilik, bunaltı, huzursuzluk, saldırganlık, ishal, terleme, titreme, kas sızıları, ateş vb.). Her madde yoksunluk belirtisi göstermez.

DSM-5’te 10 ayrı madde kümesi tanımlanmıştır:

1)Alkol

2)Kafein

3)Kenevir (esrar)

4)Varsandıranlar (LSD, meskalin, fensiklidin vb.)

5)Uçucular (tiner, benzin, gazolin, bali vb.)

6)Opiyatlar (morfin, eroin, kodein, metadon vb.)

7)Dinginleştirici, uyutucu ve kaygı gidericiler (diazepam, klorazepat vb.)

8)Uyarıcılar (amfetamin, ekstazi, kokain vb.)

9)Tütün

10)Diğer bilinmeyen maddeler

Gündemde konusu sıkça geçen bir başka madde ise sentetik bir uyuşturucu olan bonzaidir. Bonzai laboratuvar ortamında üretilmiş kimyasal bir maddedir. Yüksek derecede bağımlılık yapan bir özelliğe sahiptir. Son yıllarda gençler arasında kullanımı yaygınlaşmakta ve ciddi hayati tehlikelere neden olmaktadır.

Çocuk ve Gençlerde Madde Kullanımı

Çocuk ve ergenlerin madde kullanımını etkileyen biyolojik-genetik, psikolojik ve sosyal faktörler vardır:

-İçinde bulundukları yakın çevrenin özellikleri: Ailede boşanma, madde kullanan rol model kişiler, aile ile anlaşamama

-İçinde bulundukları sosyal çevrenin özellikleri: Madde kullanan ve madde kullanımı için baskı yapan arkadaşlara sahip olma, bir gruba ait olma isteği, madde ile ilgili yapılan olumlu yorumlar

-İçinde bulundukları kültürün özellikleri: Yüksek suç işleme oranı, işsizlik, madde kullanımının kabul görülmesi, maddeye rahat erişebilme

-Kişilik özellikleri: Genetik yatkınlık, düşük benlik saygısı, merak, kendini kontrol edememe, kaygı, heyecan arama, acılarından kurtulma isteği

Madde Kullanım Bozukluğundan Koruyan Faktörler

-Kişilik özellikleri: Olumlu benlik saygısı, kendini gerçekçi bir şekilde eleştirebilme, stresli durumlara karşı uygun baş etme yöntemleri bulabilme, yararlı meşguliyetlere sahip olma, özgüven sahibi olma, hayatın olumlu yönlerini görebilme

-Ailenin özellikleri: Kötü alışkanlıkları olmayan, çocuklarına iyi örnek olabilen ebeveyn, samimi-sevecen paylaşımları çok olan aile ortamı

Diğer Sosyal Alanlara Olan Etkisi

Hastalığın sürdüğü durumlarda kişinin artık tüm yaşam faaliyetleri bu durumdan etkilenir. Kişi için en önemlisi madde yoksunluğundaki belirtilerden kurtulmaktır. Bunun için madde bağımlılığı olan kişinin bu maliyeti karşılamak için çeşitli yollara başvurması muhtemeldir (suç işleme, fuhuş, maddenin ticaretini yapma).

Nüksetme

Bağımlılık tedavisi sürecinde ve sonrasında hastalığın nüksetmesi çok sık rastlanan olaylardan biridir. Hastaların %70’i yaklaşık iki yıl kadar sonra tekrar madde kullanımına başlamaktadır. Büyük çoğunluğunda da tedavi bitiminden kısa bir süre sonra hastalık nüksedebilir. Nüksetmenin altında yatan nedenler arasında kritik hayat olayları, stresli durumlarla karşılaşma, stresle baş etmede yetersizlik gösterilebilir. Bununla birlikte, zor durumlarla etkili baş etme yöntemleri ve yüksek özgüven nüksetme olasılığını büyük oranda azaltır.

Tedavi Dönemi

-Hazırlık veya motivasyon dönemi: Aile hekimleri, uzman doktorlar, psikoterapistler ve bağımlılık ile ilgili tedavi merkezleri tarafından yürütülür. Kişinin değişime inanması ve bunu benimsemesi için motivasyonel görüşme teknikleri uygulanır.

-Yoksunluk dönemi: Huzursuzluk, titreme, terleme gibi yoksunluk belirtileriyle ve vücudun temizlenmesiyle ilgili sorunlar hastane ortamında nörolojik ve psikiyatrik servislerde tıbbi destekle yürütülür.

-Bırakma ve rehabilitasyon dönemi: Hastanın psikolojik, sosyal ve fiziksel olarak dengede tutulması sürecidir. Psikoterapistler, tıbbi uzmanlar ve sosyal hizmet uzmanları ortak çalışmasıyla yürütülür. Kişi maddeye neden başladığını, neden ihtiyaç duyduğunu bu destekler sayesinde anlamış olur.

-Tedavi sonrası dönemi: Madde bağımlılığıyla mücadele derneklerine katılma,  bağımlılık danışma merkezlerinden uzun süreli destek alma, nüksetmeyi önleme amacıyla psikiyatrist veya uzman psikolog tarafından yürütülen psikoterapi ve bu gibi merkezlerde adaptasyon süreçlerini kapsar.

Tedavi aşamasında madde kullanan kişinin maddeyi bırakmak için kararlı ve istekli olması gerekir. Ona bağımlılığını hatırlatacak ortamlardan uzak durması ve üzerinde bırakmış veya bırakacak olan zararlı etkilerini düşünmesi gerekir. Madde kullanmaya devam eden arkadaşlarla da görüşmemelidir. Madde alması teklif edildiğinde hayır demeyi bilmelidir. Olumsuz düşüncelerden zihnini arındırabilmedir. Sıkıntılı durumlarda madde kullanma isteği gelebilir. Böyle zamanlarda hayatta olumlu giden işleri, başarıları düşünmek, destek olabilecek bir yakına başvurmak yardımcı olur.

Ebeveynin, diğer aile üyelerinin ve arkadaşların tedaviye katılımı önemlidir. Bağımlılıkla ilgili gerekli bilgiye sahip olmak ve kişiye tedavi aşamasında destek olmak, tedavinin iyi yönde ilerlemesini ve kişinin yaşama ayak uydurma sürecini olumlu yönde etkiler.

 

Kaynaklar

Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanımsal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5) Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’ndan, (2014). çev. Köroğlu, E. Hekimler Yayın Birliği, Ankara.

Bühringer, G. & Metz, K. (2008). Störungen durch Konsum von Alkohol und illegalen Drogen. In J. Margraf & S. Schneider (Hrsg.), Lehrbuch der Verhaltenstherapie (3. Auflage, Band 2, S. 345-370). Heidelberg: Springer.

Son Yazılar

  • Gerçekten çaresiz miyiz?
  • Çocuklarla yapılabilecek keyifli yaz aktiviteleri
  • Boşanma ve çocuk
  • Madde kullanım bozukluğu
  • Gençlik ve Bonzai
  • Çocuklarda tuvalet eğitimi
  • Çocuklarda okul korkusu ve çözüm yolları
  • Çocuklarda dikkat eksikliği ve baş etme yolları
  • Baba-çocuk ilişkisinde annenin rolü
  • Ailenin “başarılı ol” baskısı
  • Ahlak gelişimi geri planda mı kalıyor?

Son Yorumlar

    Arşivler

    • Temmuz 2024
    • Temmuz 2015
    • Şubat 2015

    Kategoriler

    • Yazılarım

    Sayfalar

    • “Ailede sağlıklı iletişim” grup çalışması
    • “Ailede sağlıklı iletişim” grup çalışması – 2
    • Aile içi iletişim grup çalışması
    • Akademik Yayınlarım
    • AnaSayfa
    • Çocuklarla/öğrencilerle iletişim semineri
    • Video Haberler
    • Yazılı Haberler
    © Telif Hakkı - Dr. Hale Nur KILIÇ
    • Anasayfa
    • Hakkımda
    • Yazılarım
    • Akademik Yayınlarım
    • Haberler
    • Etkinlikler
    • İletişim
    Scroll to top